Cumartesi, Ağustos 05, 2006

İnsanoğlunun karakteri mi değişiyor yıllar geçtikçe yoksa biz insanlar farketmeden

yapımızı mı değiştiriyoruz gökdelenler ve teknoloji dolu dünyada.Eskiden esnaf kapısı

açık gidermiş gideceği yere sonra dönermiş bir iğne yer değiştirmezmiş dükkanında

hırsız girmezmiş; insanlar uzaklara giderken ya da savaşa uğurlarken sevdiklerini

şimdiki gibi elektronik donanım,cep telefonu yokmuş birbirlerine düşüncelerinde

güvenirlermiş,inanırlarmış ve beklerlermiş.Şimdilerde sürekli takipteyiz birbirimizi

yine de güvenmiyoruz.

Eskiden bayramlarda dargınlar barışırdı,bayramlara tatil göözüyle değilde

toplu aile yemekleri gözüyle bakardık,insanlar birbirlerine yaklaşırlardı böyle

dönemlerde.Nerede olurlarsa olsunlar gelirlerdi birbirlerini görmeye.

Ve biz belli yaşa kadar oyuncaklarla oynardık.Çocuk çocukluğunu yaşamalı.Belki

de yaşamın en güzel yılları sıfır sorumluluk ve üzüntülerin,mutlulukların anlık

değişiyor çocuklukta anı yaşıyorsun.Ve insan hayatındaki en dürüst dönem.Bir şeyleri

saklama gizleme kaygın yok.Özün sözün bir.Bazı gaflarından sonra insanların sana

kaş göz yaptığını ve eve gidince kızdıklarını görüyorsun o kadar.Yaptığın her hata

tolere edilebilir.Dünya senin için oyuncaklardan,şekerlemelerden ve ailenden ibaret.

Zaman öyle çabuk ilerliyor ki 20li yaşlarda bir bakıyorsun yaşlanmışsın.Bu

sebebple yaşamda her anı yaşamak gerek.Çocukken çocuk olmak,gençken genç yaşlıyken

yaşlı.Ne geriden ne de ileriden anı yaşamak lazım.

Sen büyüklük göster yaşa içinde kendine yapılan her şeyi affet.Zaten sana zarar

veren ve üzenler affetmeyecek yaptıklarını sen ikinci gardiyan olma.Kötülüğe

kötülükle cevap vermek yerine.Bırak olduğu gibi kalsın.Sen yoluna devam et.Birine

verilecek en büyük acı Onu yok saymaktır.

Hiç yorum yok: