Pazar, Temmuz 30, 2006

Dış Basına Yansıyan son Türkiye-AB İlişkileri








ANKARA, 28/07(BYE)--- Dış basında Türkiye ile AB arasındaki ilişkilere değinen 27 Temmuz 2006 tarihli haber ve yorumlardan yapılan alıntılar aşağıda sunulmaktadır:

ABD BASINI:

AP: "Türk Mahkemesi, Perihan Mağden'in Beraatine Karar Verdi": “Bir Türk mahkemesi bugün, haftalık köşesinde yazdığı bir yazıda halkı askerlikten soğuttuğu iddiasıyla yargılanan gazeteci-yazar Perihan Mağden'in beraatına karar verdi. Mahkemenin kararına göre, Mağden'in yazısı "ifade özgürlüğü çerçevesiyle ağır eleştiriler aktarmakta" ve bu da herhangi bir suç teşkil etmemektedir. AB'nin Türkiye'ye baskıcı yasaları kaldırması ve özgürlükleri genişletmesi için sürdürdüğü baskılara rağmen Mağden, düşüncelerini ifade ettiği için mahkemeye çıkarılan bir dizi yazar ve gazeteci arasında yer alıyor… Şayet Mağden suçlu bulunsaydı, üç yıla kadar bir hapis cezası alabilirdi.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki hükümetse, bu tarzdaki yasalarda herhangi bir değişikliğe gidilmeyeceğini, davaların er geç düştüğünü ve sanıkların aklandığını açıkladı.Buna karşın AB'li yetkililerse, her ne kadar suçtan beraat edilse de, aleyhte dava açılması tehdidinin, ifade özgürlüğüne sahip çıkanlara karşı caydırıcı bir unsur olduğunu savundular.” (Suzan Fraser, 27/07)

ALMANYA BASINI:

Berliner Zeitung: "Yeni Bir Ortaklığa İhtiyacımız Var": “Kıbrıs'taki iki halk grubu, Akdeniz'deki adanın bölünmüşlüğünü aşmak için yeni bir girişim başlatmak istiyor. Ada Türklerinin Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, hangi şanslara sahip olunduğuna ilişkin açıklamalar yapıyor.

KNUF: Sayın Talat, oldukça tuhaf bir konumunuz var. Siz Avrupa'daki kendi devletinin dağılması yönünde çalışan tek cumhurbaşkanısınız. Siz de bu görüşte misiniz?

TALAT: Tabii ki değilim. Doğru olan, diğer tarafla, yeni federal bir devlet kurmayı arzu ediyor olmamdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) yeni ve daha büyük bir birlikteliğe taşınmalıdır.

KNUF: Kıbrıs Cumhurbaşkanı Tassos Papadopulos'la bu ayın sonunda yeniden adanın geleceğiyle ilgili görüşmeleri başlatmak için randevulaştınız. Nasıl bir yol izleyeceksiniz?

TALAT: İki koldan hareket edeceğiz. Bir yandan uzmanlar komisyonunun güncel somut meselelerle ilgilenmeleri öngörülüyor, örneğin su ihtiyacının karşılanması ya da çevre sorunları gibi. Diğer yandan eşzamanlı olarak Kıbrıs sorununda kapsamlı bir çözüme ulaşmak için görüşmeler yapılacak.

(…)

KNUF: Türkiye'nin AB üyelik süreci kapsamında limanlarını Güney Kıbrıs'ın uçak ve gemilerine açması öngörülüyor. Bu durum sizin yapacağınız müzakereleri kolaylaştırır mıydı?

TALAT: Tam tersi olurdu. Daha ziyade Ankara'nın Türk liman ve havaalanlarını, aynı şeyin Kuzey Kıbrıs liman ve havaalanları için yapılması şartıyla açması daha doğru olurdu. Türkiye'deki şu anki mevcut sınırlandırmalar, Güney Kıbrıs'ın Kuzey Kıbrıslılara uyguladığı izolasyona yönelik bir tepkidir. Şimdi ise sınırlandırmaların tek taraflı olarak kaldırılması isteniyor. Türkiye'nin bunu kabul etmesi mümkün değildir.

KNUF: Adanın kuzeyinde, ancak uzun yıllar cumhurbaşkanı olan Rauf Denktaş emekli olduktan sonra barışçıl çözüm yönünde ilk girişim başlatıldı. Bunun için Güney'de neler olması gerekiyor?

TALAT: Ben Kıbrıs Rum halkı adına konuşamam. Yönetimleriyle ilgili kararı onlar kendileri verir. Biz, burada Kuzey'de düşüncemizi değiştirdik. Bu Güney'de de gerçekleşecek olursa, insanlar ya siyasetlerini ya da personeli değiştirecek.” (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile yapılan mülakatın, Thorsten Knuf, 27/07)

AZERBAYCAN BASINI:

Halk Cephesi: "BTC, Türkiye'yi AB Üyeliğine Yaklaştırdı": “İtalya'nın Quadrant Europa cemiyetinin internet sitesinde Marco Zaganelli imzasıyla, "BTC şaşalı bir şekilde açıldı" başlıklı bir makale yayımlandı. Makalede, Orta Doğu ve Rusya'dan Avrupa'ya petrol nakleden hatlara alternatif olarak yapılan BTC petrol boru hattının, Türkiye'nin AB üyeliği konusunu daha da hızlandıracağı ve dünya basınında hattın açılışıyla ilgili yazılara geniş yer verildiği belirtildi… Makalede, ‘12 yıl önce yürütülmeye başlayan bu proje ABD'nin desteğini aldı. Orta Doğu'da büyümekte olan tehlike George Bush'u az endişelendirmiyor. Bush, son konuşmalarından birinde, Orta Doğu petrolüne bağımlılığı azaltmak istediğini açıklamıştı. Ceyhan'a gönderilen ABD Enerji Bakanı Yardımcısı da, BTC petrol boru hattının enerji güvenliği açısından çok önemli olduğunu söylemişti. Boru hattının Türkiye'nin AB üyeliği sürecine de büyük etkisi var. Ankara, AB üyeliği sürecinde, enerji dağıtıcısı rolünden yararlanabilir. Türkiye'den geçen petrol ve doğalgaz hatlarının sayısı artıyor. BTC petrol boru hattının yanı sıra, 2006 yılının sonlarında Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz hattı hizmete girecek’ şeklinde yazdı.” (27/07)

FRANSA BASINI:

AFP: "Dünya Bankası: Türkiye Yolsuzlukla İlgili Mücadelede Büyük İlerleme Kaydetti": “Dünya Bankası tarafından bugün yapılan açıklamaya göre, her ne kadar yolsuzlukla ilgili mücadelesinde daha yapacak çok şeyi varsa da, Türkiye konu ile ilgili büyük ilerleme kaydetmiş durumda. BM'nin Ankara temsilcisi Andrew Vorkink, "Her ne kadar daha yapılacak çok şey varsa da, yolsuzluğun azalması çok cesaret verici bir haber ki bu kamu kuruluşları reformlarının Türkiye'de iyi sonuç verdiğini gösterir" açıklamasını yaptı. Vorkink yayımlanan bir bildiride, "Yolsuzlukla mücadele etmek uzun soluklu bir süreçtir fakat Türkiye gerek reformları gerekse AB'ye üyelik süreci ile, yolsuzluğa karşı mücadelede büyük ilerlemeler kaydetti" ifadesini kullandı.Vorkink bu açıklamaları, Türkiye ve Orta Asya ile Doğu Avrupa ülkelerindeki yolsuzluk seviyesi konulu BM raporunu yorumlarken yaptı.” (27/07)

YUNANİSTAN BASINI:

Antenna TV: "Irak Kürdistanı": “Antenna TV'nin saat 20:00 ana haber bülteninde 26 Temmuz 2006 tarihinden başlayarak ve altı gün süreyle "Irak Kürdistanı" adı altında her bölümü beşer dakika süren dizi şeklinde bir belgesele yer verilecek. Gazeteci Hristos Kaluncoğlu tarafından hazırlanan ve sunulan belgeselin dünkü ilk beş dakikasında konuya şu şekilde yer verilmiştir:

MUHAMMED İHSAN (Dışişleri Bakanı): Türkiye Irak konusuna müdahale etmek istiyorsa, Kuzey Kürdistan'da -bizler o bölgeyi Kuzey Kürdistan, Türklerse Güneydoğu Türkiye olarak tanımlıyor- bir sürü konu var. Sadece Diyarbakır için değil, Konya için de konuşabiliriz. Fakat komşuyuz.

KALUNCOĞLU: Türkiye gelişmelere müdahale etmeye çalışıyor. Bölgeye asker gönderdi ve Amerikalıların baskısı üzerine geri çekti. Türkmen azınlığı siyasi alanda kullanıyor. Aslında Ankara'nın tezi, Türkmenleri zor duruma düşürüyor.

CAUAD EL NACAR: Türkiye, Kürdistan'da yaşayan Türkmenler konusuna karışma hakkına sahip değil. Türkiye ile iyi ilişkilerimiz olsun istiyoruz. Türkiye'ye ihtiyacımız var, Türkiye'nin de bize ihtiyacı var. Ancak, Türkiye'nin müdahalesi Türkmenlere zarar veriyor.

Irak Kürdistanı'nda yaşayan Kürtler, Türkmenler, Kaldeliler ve Süryanilerle konuştuk. Türkiye ile ilişkileri hakkında sorular sorduk, onlar da bize bir soruyla cevap verdiler: ‘Türkiye AB üyesi olacak mı?’ Bu senaryonun gerçekleşmesinin şimdilik biraz zor olduğu cevabını verdik. Onlar da ne cevap verdiler biliyor musunuz? ‘Kürtlerin AB ile sınırı olması daha iyi olur’ dediler. Başka bir ifadeyle, uzakta görünen sınırın bir gün AB sınırı olacağını onlar da ümit ediyor. Ancak Türkiye'nin, Avrupa Birliği amacıyla Kürt konusu denilen kabusu arasında denge kurması gerekir.”

Hiç yorum yok: