Cumartesi, Ağustos 05, 2006





KİMSENİN BİLMEDİĞİ
Kimsenin bilmediği,
henüz demediğim
bir söz var.
İki sözcük
bir destan...

Kimsenin bilmediği,
henüz yaşanmamış
bir hayat var.
Sevdiğim mavi
bir deniz...

Kimsenin bilmediği
henüz anlatmadığım
bir düş var.
El değmemiş
bir ülke...
Hasan KAYA


ADI YOK
Adı yok, bu devinen duyguların.
Tarifi yok.
Ben seni, çeyizlik bir mendildeki oya gibi
yüreğime işledim
Ben sana, sende kendimi aklamaya,
yüreğimi vurmaya geldim

İçimde yankılanan sesin
Bildik, sözleri unutulmuş eski bir aşk şarkısı.
Çocukluk, günlerimden kalma bir okul şarkısı
Gençliğimin deli günlerinin kavga türküsü.

Adı yok, bu devinen duyguların...
Tarifi yok.
Ben sana, sende ölmeye geldim
Hasan KAYA



HİSAR DUVARI
Sen susuyorsun ya böyle
Sabahın kırçıl ayazında
Kuşların ansızın sebepsiz susması gibi
Tenha bir taşra kasabası sessizliği düşüyor yüreğime
Ve birbiri ardına hüzünlü dizeler demleniyor içimde
Bir hisarın onarılmış taş duvarı yıkılıyor üstüme
Artık her şey için çok geç, geriye dönüş yok
Sen küstün diye
Bütün şehir arkasını döner bana

Sen gidiyorsun ya böyle
Akşamın yorgun aydınlığında
Kuşların sebepsiz başka iklimlere uçması gibi
Yakılmış bir şehir söndürüp sokak lambalarını ağlıyor
Ve birbiri ardına kederli ayrılıklar demleniyor içimde
Gecenin dar yırtmacından
Ay sızıyor odama karanlığımı yırtarak
Tenhalarımda bir şiir ağlıyor
Ve gözyaşı olup akıyor içime
Kar suyu gibi sızlayarak
Hasan KAYA

Hiç yorum yok: