Pazar, Ağustos 06, 2006
I can't believe that life's so complex
When I just want to sit here and watch you undress
I can't believe that life's so complex
When I just want to sit here and watch you undress
This is love, this is love
That I'm feeling
This is love, this is love
That I'm feeling
This is love
That I'm feeling
Does it have to be a life full of dread
I wanna chase you round the table, I wanna touch your head
Does it have to be a life full of dread
I wanna chase you round the table, I wanna touch your head
This is love, this is love
That I'm feeling
This is love, this is love
That I'm feeling
This is love
That I'm feeling
I can't believe that the axis turns on suffering
When you taste so good
I can't believe that the axis turns on suffering
When my head burns
Love, love, love
That I'm feeling
This is love, this is love
That I'm feeling
This is love, love, love
That I'm feeling
Even in the summer
Even in the spring
You can never get too much of
A wonderful thing
You're the only story that I never told
You're my dirty little secret, wanna keep you so
You're the only story that never been told
You're my dirty little secret, wanna keep you so
Come on out, come on over, help me forget
Keep the walls from falling as they're tumbling in
Come on out, come on over, help me forget
Keep the walls from falling on me, tumbling in
Keep the walls from falling as they're tumbling in
This is love, this is love
That I'm feeling
This is love, this is love
That I'm feeling
This is love, this is love
That I'm feeling
This is love, love, love
That I'm feeling
İclâl AYDIN - Aşk ...
Aşk ...
Aşk; yalnız bir operadır kış güneşinde dinlenen.
Aşk; bazen bir zaman hatasıdır.
Aşk; bazen kavuşamamak, adını karalamaktır kağıtlara.
Uzun bir suskunluktur ya da durmadan ondan konuşmaktır.
Aşk; bir filmin, bir karesinde takılıp kalmak...
Bazen tuhaf bir cesaretle meydan okumaktır.
Aşk; bazen nedenini bilmediğiniz bir duraksamadır.
Aşk; bir harabenin ortasında birşey bulup da ne yapacağını bilemeyen iki savaş çocuğu gibi kalmaktır.
Eylül'ün toparlanıp gitmesini izlemektir.
Bir bakış bile anlatmaya yeterken herşeyi kalbinizi dolduran duyguların kalbinizde kalmasıdır.
Aşk; canınızla beslemektir hüznün kuşlarını.
Aşk; vazgeçmektir gözlerinden.
Geceleri ansızın nedensiz uyanmaktır uykularından, usul usul ağlamaktır.
Aşk; birgün anahtarın ters döneceğine inanıp ışığa kavuşmayı özlemektir.
Aşk; buralardan öylece çekip gitmek ve sonunda kendine bir gül vermektir.
Acını içine alıp, göz damlalarını tutup, güçlü olmaya çalışmaktır. İclâl AYDIN
Mırıldandıklarım
Kırdın mı incittin mi birilerini
Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler.
Kendimi yeniledim mi yazdıklarımda?
Yeniden düşünmeliyim
Dostluklarımı, ilişkilerimi
Gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı
Yitirdim mi yoksa masumiyetimi?
Borçlarımı ödedim mi?
Doğru seçtim mi soruların fiillerini?
Tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış, saçlarım taranmış, giysilerim ütülü, odam düzenli mi?
Geri verdim mi aldıklarımı:
Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları,
Kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi?
Yokladım mı duygularımı
Hala sevebiliyor muyum insanları?
Ovmalı gümüşleri, bakırlarımı; cila geçmeli ahşaplarıma ovmalı umutları
Saklı tutmalı gelecek inancını, yarınları eksik etmemeli ağzımızdan
Ey uzak akrabalarım, üvey aşklarım
Mevsim sonu dostlarım, işporta malı ayrılıklar
Arkadaş ölümleri, dost hançerleri, talan ettiğimiz zulalar
Gece telefonları, ıssız konuşmalar
Mağrur incelikler, vurgun yemiş ilişkiler
Uçurum duygusuyla yaşadığımız hayat ey
O kadar çok anlattım ki
Kendime kaldım anlatmaktan...
Bunaldım kendisiyle boğuşmasını
Başkalarında çözmeye çalışan insanlardan
Usandım sözcük oynamalarından, tılsımlı sıfatlardan,
Ofset duyarlılıklardan
Kaç zamandır duru, yalın, çalışkan, iyi insanlar özlüyorum
"İçtenliğin" yada "dünya görüşünün" kirletmediği
Kendime bir yeni yıl kartı yazarak bunları diliyorum
Aranıp duruyorum adresini yitirdiğim insanları
Vitrin camlarına yansıyan yüzlerde
Bilmiyorum kalmış mıdır adresini yüzlerinde taşıyan insanlar
Hala bir umut var mıdır
Çıkmaz bir sokağa benzeyen bu avare avunması vitrinlerde
Ne çıkmaz sokaktayım nede mutsuz
Sadece rüzgarlardan daha güçlü olmak istiyorum o kadar
Açık denizlerde nice yolculuklara yelken açarken
Kış güneşinin mutlu ettigi bir kedi gibi mutlu, emin, tasasız
Sere serpe ve keyifli olmak tek isteğim ve dileğim
Senin ve benim, yani bizim için... Murathan MUNGAN
Ben Seni Neden mi Sevdim?
Ben seni bir okyanusun derinliğinde buldum da sevdim
Parlak bir inciydin benim için
Paha biçilmez bir inci
Ben seni soğuk ve yağmurlu bir günde
Seni düşünürken gülüşündeki sıcaklığın içime dolup da
Beni sardığı bir anda sevdim
Seni sadece selvi boyun, siyah saçlarin yada kara gözlerin
Güzel bir yüzün var diye değil
Fikirlerinle, konuşmandaki güzelliğin ve benim o kor halde yanan yüreğimle sevdim
Ben seni derinden ve hissederek sevdim
Her kalp atışımda vücudumun dört bir köşesine yayıldığınıBeni sardığını her nefes alışımda ciğerlerime işlediğini bilerek sevdim
Seni kış gecelerinin o soğuk yatağında birlikte uyuyup beni ısıttığınYaz sıcapında uyuyamayıp sıkıntılarım olduğunVe rüyalarımda buluştuğumuz gecelerde sevdim
Seni ellerinden tutup kanımın kaynadığıKalbimin yerinden fırlayacağını hissettiğim anlarda
O ıslak dudaklarınla beni sevdigini söyleyeceğin anları düşünerek sevdim
Ben seni o sensiz anlardaki boş ve değersiz geçen dakikalarda
Kayıp zamanlarımızda, seni arayıp bulamadığımÇaresizlik içinde olduğum, içki sofralarını dost bildiğim anlarda sevdim
Sen ne kadar uzak olsan da,
Aramızdaki kilometreler nasıl çoksa
Bende seni o kadar yoğun ve o denli çok sevdim
Seni kalbimde yanan ateşin ile
Zihnimde oluşan hayallerin o ay parçası çehrenle
Bana derinden bakan o gözlerindeki ışıltıyı göreceğim anları beklerken
Kalbimin yanıp tutuştuğu anlarda
Gelip o bu ateşi alevlendirerek
Bana sarılarak beni sevdiğini söyleyeceğin anları düşünerek sevdim
Korkuyorum!
Hakkettiğin mutluluğu sana verememekten korkuyorum.
Seni beni sevdiğinden fazla sevememekten korkuyorum.
Senin sevgine layık olduktan sonra başkaları tarafından o sevgiyi kaybetmekten korkuyorum.
Seni kazandım derken kaybetmekten korkuyorum.
Aramızdaki maneviyat haricindeki uçurumlardan korkuyorum.
Senin kalbini daha fazla kırmaktan korkuyorum.
O temiz ve masum göz yaşlarını daha fazla akıtmaktan korkuyorum.
Evet korkuyorum; seni kaybetmekten, seni daha fazla üzmekten ...
Sana kendimi ifade edememekten korkuyorum.
Yada yanlış anlaşılmaktan korkuyorum.
Uçurumun kenarında yalnız kalmaktan korkuyorum.
Dostluğuna doyamadan uluorta yalnız kalmaktan korkuyorum.
Yüreğimdeki o ince sızının bir gün çoğalmasından ve beni sarmasından korkuyorum.
Sevgi denen güzelliğinin bir gün beni terk etmesinden korkuyorum.
Dostluğun ölüp yerine nefretin yeşermesinden korkuyorum.
Korkuyorum evet; seni kaybetmekten ve seni daha fazla üzmekten...
Bir çiçek misali ne ellemeye nede koparmaya kıyamıyorum uzaktan seyrediyorum çünkü;
Seni daha fazla incitmekten korkuyorum.
Ömründe yaşadığın mutluluğu huzuru sana yaşatamamaktan korkuyorum.
Sana kalbimden fazlasını verememekten korkuyorum.
Sonunda sana gözyaşından başka bir şey bırakamamaktan korkuyorum.
Seni sevmekten değil; dostluğunu suiistimal etmekten,
Seni kaybetmekten ve değerini bilememekten ve Yüce Rabbime hesap verememekten korkuyorum.
Belki de çok fazla korkuyorum ...
çünkü ben ilk defa seviyorum
Attila İLHAN
Ümit Yaşar OĞUZCAN - Islak Gül
Islak Gül
Seninle paylaşmak uykularda en büyük günahları
Seninle uyanmak nice çılgın gecelerden sonra
Alır götürür beni kokun uzaklara en uzaklara
Ağzın dudaklarımda ıslak bir güldür sabahları
Tenin çekiyor beni tenin tutmuş saçlarımdan
Afrikalı kölenim senin, esirinim, mecburunum
Gözlerin değmese gözlerime kahrolurum
Ölürüm çekersen ellerini avuçlarımdan
Dönsün başım tutuşsun damarlarımda kanım
Gel otur yanıbaşıma erişilmez kadınım
Yum iri gözlerini, devir kirpiklerini
Ser önüme bir hazine gibi güzelliklerini
Sana en muhtaç olduğum şu anda gel
Yaşamak olsan da gel, ölüm olsan da gel.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Son Otobüs
Beni bu son otobüste,
Sevgilim unuttu şoför abi,
Kusuruna bakma belki dalgındı,
Belki düşünceliydi,
Kimbilir kimbilir ne derdi vardı.
Yoksa her zaman elimden tutardı. Istersen al beni,
Kayıp eşyalar bölümüne teslim et,
Sorana arka koltukta unuttum de,
Unutulmuş de,
Sonra hiç bir şey olmamış gibi,
Çek git evine be şöför abi,
Üzerimde kimlik falan arama,
Kimliğim sevgilimde kaldı benim,
Adresimi sorma bana,
Evim yok barkım yok,
Şu hayat değirmenini döndürecek çarkım yok,
Ümitlerim grevde,
Hayallerim bitkisel hayatta,
Saatini şaşırmış güneş gibi,
Akşamları doğup sabahları batıyorum,
İçimde sonsuz özlemlerimin yaylım ateşi,
Hep onun hasretiyle yanıyor, yanıyorum Yok...Yok şöför abi Biraz eskimiş, biraz yıpranmışım diye,
İşe yaramaz eşyalar bölümüne atma beni,
Malının kıymetini bilir sevgilim,
Beni bu gün unutmuş olsada,
Yarın mutlaka arayacaktır.
Ve eski bir şemsiyesini bulmuş gibi,
Sevinçten hıçkıra hıçkıra ağlayacaktır... Ahmet Selçuk
Ahmet Selçuk İLKAN - Sen Bu Şiiri Okurken
Sen Bu Şiiri Okurken
Sen bu şiiri okurken,
Ben çoktan bu şehirden gitmiş olacağım.
Artık ne özlemlerimi duyacaksın bıçak yarası,
Ne de telefonların çalacak gece yarısı
Ve bu zavallı yüreğim olmayacak artık
Kaprislerinin hedef tahtası..
Seni sana,
Beni bir akıl hastanesine
Bırakıp gideceğim bu şehirden.
Nasılsa kavuşamadım sana,
Nasılsa dudaklarının kıyısına varamadım,
Nedense bütün çıkmaz sokaklar adresim oldu
Ve nedense bütün kırmızı ışıkları üzerime yaktın,
Ne yaptımsa,
Bir türlü sana yaranamadım. Artık adressiz,
Işıksız
Ve öylesine ıssızım,
Dünlerin kadar eskiyim,
Verdiğin acılar kadar paslıyım.
İşte çıkıp gidiyorum hayatından,
Nasılsa fark etmez senin için,
Belki çok şanslı,
Belki de en yaşlıyım.. Artık,
Pusulam hasreti,
Saatim yalnızlığı
Ve takvimler sensizliği gösteriyor bana.
Neylersin,
Yolcu yolunda gerek,
Belki bundan sonra,
Belki senden sonra,
Adam olur bu "asi yürek"
Ve dersini alır da bu sevdadan.
Bir daha,
Boyundan büyük denizlere
Asılmaz kürek.. Yarın bu saatlerde,
Ben yollarda olacağım,
Sen kimbilir kaçıncı uykunda,
Masal mavisi bir rüyada
Ve elbette o korsan yüreğin,
Yine pusuda.. Oysa,
İlk defa sesimi duymayacaksın,
Sitemlerin sahipsiz,
Soruların cevapsız kalacak,
Belki ilk defa içini kemirecek yokluğum,
Tanımadığın bir korku içini saracak
Ve ilk defa kendinle hesaplaşacaksın.
Ne oldu?
Ne oluyor?
Ne olacak? Sonra,
Bir gözün kör,
Bir kulağın sağır,
Bir ayağın kırık,
Bir kolun kesik,
Düşeceksin yollara.
Yani baştan başa yarım,
Yani baştan başa eksik,
Bütün duvarlar üstüne yıkılacak. Belki ilk defa,
“Unutuldum” diyerek için sızlayacak
Ve sen bu şiiri okurken,
Ayrılığımız çoktan başlamış olacak.
Belki de son tesellin,
Sana yazdığım “bu son şiir” olacak
Ve kimbilir,
Unutulmuş bir gecenin tam ortasında,
Başucundaki bir radyoda,
Uykusuz bir şair yüreğini çınlatacak
Ve bir daha fısıldayacak kulaklarına,
Sana adanmış bu satırları.. "Bütün şehirler uyur,
İstanbul uyumaz
Ve birgün
Bütün sevenler unutur seni,
Ama bu "şair yürek"
Asla unutmaz..."
Ahmet Selçuk İLKAN
Dudak Payı
Çay bardağında
Bırakılan dudak payı
Kadar bile
Uzak kalamam
Gözlerine Yakın olsun isterim
Ellerime ellerin
Yanındaki beton binaya
Yaslanması gibi
Köhne bir evin Seni bir çivi
Gibi çaktım
Çünkü beynime
Ve toplayıp
Bütün kerpetenleri
Attım denize
Sunay AKIN
Sensiz de denizi seyredebiliyorum.
Hem dalgaların dili seninkinden açık.
Ne kadar hatırlatsan kendini boş.
Sensiz de seni sevebiliyorum.
Hep boş konuşurduk hatırlar mısın, bula bula,
Karşılaştığımız zamanlarda.
Sen, sevgiden şımaran çocuk,
Ben şaşıran budala.
Özdemir
ASAF
Gittim Bu ...raya kadarmış, yolun sonu
Oyun ...bitti rolleri bıraktık
Burada ...kaldı tüm replikler
Biter ...se son sözüm
Ve ...sen de susarsan
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)